Total görme engelli, tamamen görme yeteneğini kaybetmiş olan bireyi ifade eder. Bu görme engelli bireyler, hiçbir görsel algıya veya bilgiye sahip değildirler ve düşük ışık, renk veya hareket gibi görsel uyarıcılara tepki vermezler. Görme algısından tamamen yoksun olan ve ışık algısı bile olmayan kişilerdir. Görme engelliler, öğrenme sürecinde görme becerilerini işlevsel olarak kullanamazlar. Öğrenme yaşantıları ile çevrelerini keşfetmede başat duyu olarak dokunma ve işitmeyi kullanırlar.
Total Görme Engellilik Nedenleri Nelerdir?
Total görme engellilik, doğuştan kör olma, göz hastalıkları (örneğin, retina hastalıkları), göz yaralanmaları, nörolojik rahatsızlıklar veya diğer nedenlerden kaynaklanabilir. Her bireyin görme engelli durumu ve düzeyi farklı olabilir, bu nedenle Bu görme engellilik durumu her bireyde aynı derecede olmayabilir.
Total görme engellilik nedenleri arasında en sık rastlananlar kızamıkçık enfeksiyonu ve ROP hastalığıdır. Total görme engellilik nedenleri arasında önlenebilir olanlar da vardır. Örneğin, annenin hamilelik sırasında aşılanması, sağlıklı beslenmesi ve zararlı maddelerden uzak durması; bebeğin doğumdan sonra erken teşhis ve tedavi edilmesi; bebeğin göz sağlığına dikkat edilmesi ve koruyucu önlemler alınması total görme engelliliğini önlemeye yardımcı olabilir.
Total Görme Engelli Bireylerin Topluma Uyum Süreci
Total görme engelli bireyler, diğer duyusal bilgilere (dokunma, işitme koku, tat) dayanarak dünyayı algılarlar ve günlük yaşam aktivitelerini bu duyuları kullanarak gerçekleştirirler. Destekleyici araçlar, yönlendirme ve mobilite becerileri, işitsel veya dokunsal teknolojiler, kabartma alfabesi gibi özel yöntemler ve eğitim programları, total görme engelli bireylere bağımsızlık ve yaşam kalitesi sağlamak için kullanılabilir.
Total görme engellilik, bireyler ve toplum arasında iletişim ve etkileşimde bazı zorlukları beraberinde getirebilir. Bu nedenle, toplumda toplumsal farkındalık ve erişilebilirlik konularına odaklanan çalışmalar yürütülmektedir ve total görme engelli bireylerin hakları ve ihtiyaçları koruma altına alınmaktadır.
Total görme engelliler, dünyada ve Türkiye’de nüfusun önemli bir kısmını oluştururlar. Dünya Sağlık Örgütü’nün açıkladığı rapora göre dünyada şu anda 284 milyon insan görme engelli, 39 milyon insan ise kör. Türkiye’de ise 1.039.000 kişi görme engellidir.
Total Görme Engellilerin Hayatlarını Kolaylaştıran Teknolojik Aletler
Total görme engelliler, hayatlarını kolaylaştırmak için çeşitli yardımcı teknolojilerden yararlanırlar. Bunlardan biri, noktalardan oluşan kabartma bir yazı sistemi olan Braille alfabesidir. Braille alfabesi, 1829’da Luis Braille adlı bir kişi tarafından bulunmuştur. Braille alfabesi, resim kartonuna benzer kağıtlar üzerine kabartılmış noktalardan oluşur ve görme engelliler tarafından parmak uçlarıyla okunur.
Başka bir yardımcı teknoloji ise dijital büyüteçtir. Dijital büyüteç, az görenlerin veya küçük detayları görmek isteyenlerin kullanabileceği bir cihazdır. Dijital büyüteç, bir kamera ve bir ekran aracılığıyla nesneleri büyüterek görüntüler. Dijital büyüteçler, farklı büyütme oranlarına, renk modlarına, ışık ayarlarına ve kayıt özelliklerine sahip olabilirler. Dijital büyüteçler, el tipi, masa tipi veya giyilebilir gibi farklı modellere sahiptir.
Az Görme Ve Total Görme Arasındaki Farklar Nelerdir?
Az görme ve total görme arasındaki fark, bir bireyin görsel yeteneği ve görme işlevlerindeki düzeydeki farklılıkla ilgilidir.
Az Görme:
Az görme, bir bireyin görsel yeteneğinde bir dereceye kadar kısıtlama veya azalma olduğunu ifade eder. Az görme durumunda, ki genellikle sınırlı bir görsel alan, bulanık veya kayan görüntüler, düşük kontrast ve/veya azalan görüş netliği yaşar. Az görme, doğuştan gelen göz hastalıkları, yaralanmalar, yaşa bağlı değişiklikler veya diğer görme problemlerinden kaynaklanabilir. Az görme olan bireyler çoğunlukla düşük görüşlü olarak adlandırılır.
Total Görme:
Total görme, bir bireyin tamamen görme yeteneğini kaybetmiş olduğunu ifade eder. Total görme durumunda, kişi hiçbir görsel bilgi veya algıya sahip değildir. Bu durum, doğuştan gelen kör olma, göz travmaları, retina hastalıkları veya diğer nedenlerden kaynaklanabilir. Total görme olan bireyler genellikle tamamen kör olarak adlandırılır.
Her iki durumda da, bireylerin görme işlevlerinde farklılık olduğu ve farklı destek ve hizmetlere ihtiyaç duyabileceği unutulmamalıdır. Az görme olan bireylere özel optik düzeltmeler, büyütücüler, kontrast artırıcılar ve diğer yardımcı araçlar sağlanabilirken, total görme olan bireylere dokunma, işitsel veya diğer duyusal bilgilere dayanan özel hizmetler ve rehabilitasyon programları sunulabilir. Her iki durumda da, bireylere eğitim, mesleki destek, rehberlik ve psikososyal destek sağlama amacıyla çeşitli kaynaklar ve kurumlar bulunmaktadır.
Az görme ve total görme, görme bozukluğunun iki farklı derecesidir. Az görme, normal gözlük veya lenslerle düzeltilemeyen, ancak tamamen kaybolmayan bir görme durumudur. Total görme ise, ışık algısının bile olmadığı, tamamen kör olma durumudur.
Az görme, kişinin günlük aktivitelerini yapmasını zorlaştıran, ancak tamamen engellemeyen bir durumdur. Az gören kişiler, okuma, yazma, renkleri ayırt etme, yüzleri tanıma gibi işleri yapmakta güçlük çekerler. Ancak, az gören kişiler, özel eğitim ve yardımcı teknolojiler sayesinde bu işleri yapmayı öğrenebilirler. Örneğin, büyüteçler, dijital büyüteçler, Braille alfabesi, sesli kitaplar, sesli asistanlar gibi araçlar az gören kişilere yardımcı olabilir.
Total görme ise, kişinin hiçbir şey göremediği, sadece karanlık hissettiği bir durumdur. Total görme kaybı olan kişiler, dokunma ve işitme duyularını kullanarak çevrelerini algılamaya çalışırlar. Total görme kaybı olan kişiler için de özel eğitim ve yardımcı teknolojiler mevcuttur. Örneğin, beyaz bastonlar, rehber köpekler, Braille alfabesi, sesli kitaplar, sesli asistanlar gibi araçlar total görme kaybı olan kişilere yardımcı olabilir³.