Blog

Yasal Olarak Kör ve Az Gören Tanımı

kör ve az gören

Yasal olarak kör ve az gören tanımı kanunlarımıza göre şu şekilde açıklanır, “kör” terimi, en iyi düzeltici optik yardımların kullanılmasına rağmen, gözlerinin ışığı algılamasında %10 veya daha az yeteneğe sahip kişileri ifade eder. Bu durum, tamamen kör olmayı gerektirmez. Ayrıca, “az gören” terimi, en iyi düzeltici optik yardımların kullanılmasına rağmen, normal bir görmeye sahip olmayan kişileri tanımlar. “Az gören” terimi, kişinin gözlerinin ışığı algılama yeteneğinin %30 veya daha az olduğu durumlarda kullanılır.

Görme engelli bireyleri kör ve az gören olarak sınıflandırmak yasal ve eğitsel düzenlemelerdeki işleyişi kolaylaştırmak için yapılan bir sınıflandırmadır. Yasal tanım ile sağlık alanda yani sosyal güvenlik kurumlarınca kullanılmakta eğitsel tanım ise görme engelliler için verilen eğitimin niteliğini ve yol haritasını belirlemek için önemlidir. görme keskinliğine göre kategorize edilen bireyler az gören ve kör olarak sınıflandırılmaktadır.

Kör ve az gören kişiler, toplumda diğer insanlarla aynı haklara sahiptirler ve birçok ülkede bu haklar yasal olarak korunmaktadır. Örneğin, iş yerlerinde, eğitim kurumlarında ve diğer kamusal alanlarda, bu kişilerin erişilebilirliğini sağlamak için özel önlemler alınması gerekebilir. Bu önlemler, örneğin, işitme işaret dilinin kullanımı, yazılı materyallerin Braille alfabesiyle basılması veya konuşma tanıma yazılımının kullanılması gibi şeyleri içerebilir.

Yasalarımıza Göre Az Gören Tanımlaması

Türkiye’de “az gören” tanımı, 5378 sayılı Engelliler Kanunu’nda yer almaktadır. Buna göre, “gözlerinin en iyi düzeltici optik yardımlarla düzeltildiğinde bile normal bir görmeye sahip olmayanlar” az gören olarak tanımlanır.

Engelliler Kanunu, az gören kişilerin haklarını korumak ve toplumda engelsiz bir yaşam sürmelerini sağlamak amacıyla birçok düzenleme içermektedir. Örneğin, az gören kişilerin eğitim, istihdam, sağlık hizmetleri, ulaşım, barınma, kültürel ve sosyal hayat gibi alanlarda erişimlerinin sağlanması için önlemler alınması gerektiği belirtilmektedir. Ayrıca, az gören kişilere özel eğitim, rehabilitasyon ve danışmanlık hizmetleri sunulması da kanun tarafından öngörülmektedir.
Diğer yandan, 4736 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında yapılan kamu ihalelerinde, erişilebilirliği sağlamak amacıyla Braille alfabesi ve büyütülmüş yazı gibi özel materyallerin kullanılması gibi önlemler alınması gerektiği belirtilmektedir. Bu önlemler, az gören kişilerin kamusal hizmetlerden eşit şekilde yararlanmalarını sağlamayı amaçlamaktadır.

Yasalarımıza Göre Kör Tanımlaması

Yasalarımıza göre kör ve az gören bireyleri belirlemek birçok alanda işleri kolaylaştırmaktadır. Bu kategorize işlemi hem yasal süreçte, hem sağlık alanında hem de eğitim alanında bireylere daha iyi yardımcı olmayı sağlamaktadır.  Türkiye’de “kör” tanımı, 5378 sayılı Engelliler Kanunu’nda yer almaktadır. Kanuna göre, “en iyi düzeltici optik yardımların kullanılmasına rağmen, gözlerinin ışığı algılamasında %10’dan az yeteneğe sahip olanlar” kör olarak tanımlanır.

Engelliler Kanunu, kör kişilerin haklarını korumak ve toplumda engelsiz bir yaşam sürmelerini sağlamak amacıyla birçok düzenleme içermektedir. Örneğin, kör kişilere özel eğitim, rehabilitasyon ve danışmanlık hizmetleri sunulması, iş ve eğitim hayatında erişilebilirliğin sağlanması, sağlık hizmetlerinde öncelikli muamele hakkı gibi konular kanun tarafından düzenlenmiştir.

Ayrıca, kör ve az gören kişilerin toplumsal hayata katılımlarının sağlanması için birçok uygulama yürütülmektedir. Örneğin, kitapların Braille alfabesi ile basılması, işaret dili tercümanlarının kullanımı, sesli kitaplar, özel eğitimli rehber köpeklerin kullanımı gibi uygulamalar kör kişilerin hayatlarını kolaylaştırmaktadır.

Eğitsel Olarak Kör Tanımı: Kör tanımını eğitsel açıdan yaparken görme dışındaki duyu organları baz alınır. Birey öğrenmeyi dokunarak, koklayarak, tadarak yapıyorsa buna eğitsel olarak kör denir.

Eğitsel Olarak Az Gören Tanımı: Hukuken kör olarak adlandırıldığı halde öğrenmeyi görme engelli bireyler için geliştirilmiş teknolojik aletlerle sağlayabiliyorsa eğitsel olarak az gören olarak kabul edilir.

Görme Keskinliği Nedir?

Görme yetisini kaybetmiş bireylerin belirlenen bir mesafeden görmesini ve gördüğü ayrıntıları ayırt etmesini belirten netliğe görme keskinliği denir.

Görme Alanı Nedir?

Görme yetisini kaybetmiş, kör ve az gören bireylerin başlarını çevirmeden ve gözlerini sağa sola oynatmadan görebildikleri alana görme alanı denir. Bu alan yaklaşık olarak 180 derecedir.

Yasal tanım belirlenirken uzağı görme keskinliği ve görme alanının değerlendirilmesi gerekir. Bunun amacı görme yetisi olmayan bireylerin yasal olarak kör ve az gören bireyler olarak belirlenip yasal imkanlardan ne kadar faydalanacakları belirlenir.

Eğitsel ve yasal tanımda belirtilen kısım birbirinden farklı olabilmektedir. Bazı durumlarda yasal olarak kör kabul edilen bireyler eğitsel alanda az gören olarak da kabul edilmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir